1 Mayıs 2007 Salı

Televizyonsuz Bir Hafta

23-29 Nisan haftası, televizyon izlememe haftası imiş. Aşağıdaki yazıyı televizyonseyretmiyorum.com sitesinden aldım. Kısa ve güzel bir yazı.

Televizyonsuz Bir Hafta

Bir akşam Jeremy okuldan eve sıkıntılı bir şekilde geldi. İngilizce öğretmeni ona bir ev ödevi vermişti: "Televizyonu bir hafta boyunca kapat ve bu deneyimini kaleme al."

Ne kadar düşündüyse içinden çıkamadı çocuk. Tam bir hafta televizyonsuz yaşamak aklın alacağı şey değildi. "Oğlum paniklemişti" diyordu Jeremy'nin babası. "Ödev üzerinde düşündükçe, korkusu bakışlarından anlaşılabiliyordu." Aslında Conrad ailesi televizyon bağımlısı değildi. Fakat profesyonel basketbol maçları onların en zayıf yönleriydi. İşin aksi tarafı, tam o sıralarda NBA maçları oynanıyordu. Daha da kötüsü, o bir hafta içinde, yaşadıkları şehrin takımı bir dizi maç oynayacaktı. Bu yüzden "öğretmen bu ödevi sanki Jeremy'ye değil de bana vermiş gibi ağır geldi" diyordu Jeremy'nin babası.

Sonuç herkes için sürpriz oldu. Bütün aile çok farklı bir hafta geçirdi. Televizyondan seyredemedikleri iki önemli maçı tribünlerde seyrettiler. Tiyatroya gittiler, arkadaşlarını ziyaret ettiler. Evde o zamana kadar yapamadıkları meşgaleler buldular. Örneğin; mutfakta anneye yardım ettiler. Dahası Jeremy piyano derslerine başladı. Emekli öğretmen olan baba "Meğer ne kadar çok vaktimiz varmış" derken, ilginç bir benzetme yaptı: "Bir haftalık tecrübemle herkese diyorum ki, televizyonunuzu kapatın. Bu küçük iş, sizin beyninizi mısır lâpası olmaktan kurtaracaktır."

2 yorum:

Sukru Gorgulu dedi ki...

Gerçekten de başka hayatları izlemekten kendi hayatlarımıza seyirci bile kalamıyoruz artık.

TV neyse de, bilgisayarsız bir hafta ya da tuşlara basmadan bir hafta nasıl geçer diye düşünüyorum aslında. Gerçi Şubat ayında benzer bir hafta geçirmiştim ama arada bir telefon-telsiz tuşlarına bastım ve olağandışı şartlarda üşüyerek geçti zaman! Sayılmaz herhalde.

ayza ve umay dedi ki...

Muzaffer haklisin,
Televizyon vaktimizi çok alıyor. Aslında buna benzer bir durum futbol maçları için de söz konusu. Çünkü, futbolkolikler maçlardan bir hafta önce maçın sonucu hakkında konuşmaya başlayarak zaman kaybediyorlar. Sonra maçı seyrederek, sonra özetlerini seyrederek, sonra maç kritiklerini dinleyerek, sonra spor sayfalarında aynı maçla ilgili yorumlerı okuyarak ve sonra da tekrar aynı maçı kendi arkadaş çevrelerinde tartışarak. Aslında vaktin kıymetini bir türlü anlayamıyoruz.